Başı rahmet, ortası mağfiret ve sonu Cehennem’den kurtuluş olan mübarek Ramazan ayını geride bıraktık…

Hakkıyla orucunu tutup ibadetlerini yapanlara ne mutlu…

Şimdi 30 günlük bu zorlu nefis mücadelesi sonucunda Allah’ın kullarına bahşettiği Bayramı idrak edeceğiz…

Hani denir ya;

“BAYRAMLAR ÇOCUKLAR İÇİNDİR”

Gerçekten de öyle, kendimden biliyorum Bayram gecesi bitmezdi…

Yani kıyafetler başucumuzda sabaha kadar adeta kokularını ciğerimize çekerdik…

Mis gibi…

Ertesi gün ise alacağımız harçlıklarla içeceğimiz Gazozları ve Bayram şekerlerini hayal edip heyecandan kalbimizin göğüs kafesinden çıkıp gitmemesi için mücadele ederdik…

Büyüdükçe bu heyecan her bayram azalıyor…

Bir bakıyorsunuz artık bu heyecanı kendi çocuklarınızda yaşamaya başlamışsınız…

Allah hiçbir ana babaya çocuklarından ayrı bayram yaşatmasın…

Hiçbir çocuğa da anasız babasız bayram bırakmasın…

TÜRKİYE’de yaşamanın en güzel yönlerinden biriside bu aslında hiç düşündünüz mü?

Mesela DOĞU TÜRKİSTAN’ı…

ARAKAN’I…

Suriye ve Ortadoğu ülkelerini…

Filistin’i…

Afrika’da asırlardır sömürülerle doğal kaynaklarına el konulan mazlum milletleri…

Bayram sabahı parçalanmış bedenini zorda olsa toplayarak toprağa verdiği evladını ziyarete giden anaları babaları…

Evlatları ve kardeşleri…

Tecavüze uğrayarak hamile kalıp Kürtajla aldırdığı bebeğinin mezarına giden genç kadınları…

Ya da Bayram sabahı bile evinin üzerine bomba düşme korkusu olanları…

Nerede olduğunu, ölümü yoksa sağ mı olduklarını bilmedikleri evlatlarını, annelerini ve babalarını yıllardır bulamayanları…

Her Bayram mutluluk mu yoksa acımı bu durumda bilemiyorum?

SİZCE NEDİR?

***

Ve Cennet Vatanım…

Yarın oğlumla Bayram namazına gideceğim…

Marka spor ayakkabı almasaydım belki de Bayramda suratı beş karış olacak oğlumla…

İstediği cep telefonunu almasaydım namaz dönüşü belki de elimi öpmeyecek kızımla bayramlaşacağım…

Ve şükredeceğim…

Ay ile Yıldız’ın o dünyanın en güvenli gölgesinde Allah’ın bana bahşettiği…

MAZLUM HALKLARIN TEK FEDAİSİ;

YÜCE TÜRK MİLETİNİN şerefli bir üyesi olduğum için…

Efendiler efendisi Gül kokulu Hz. Muhammed’in Ümmetinden olduğum için…

MİLLİ ve YERLİ siyaset ile bu toprakların sonunda kendi öz değerleriyle bütünleştiğine ettiğim tarihi şahitlik için…

Ve en önemlisi…

Bu yazıyı yazabildiğim ve kendi çapımda kitlelere de bu duygularımı paylaşıp bazı şeyleri artık ön yargısız bir şekilde düşünebilmemize katkı koyabildiğim için…

Evet;

Bayramınız Mübarek olsun…

Ama bu yazının ruhunu anlamdıysanız;

KUSURA BAKMAYIN KUTLU OLMASIN!