15 Temmuz hain darbe girişim sonrası Ortaçağ Avrupası’nda yaşanan cadı avı gibi bir FETÖ avına çıkıldı…

Haklı haksız veya suçlu suçsuz en küçük FETÖ emaresi bile suiistimaller silsilesinde binlerce mağduriyetin yaşanmasına sebebiyet verdi…

Bunda FETÖ ile mücadele adı altında insanlardan rant elde etmek isteyen siyasiler, bürokratlar ve medya mensuplarının vebali vardır…

Allah Onları AFFETMESİN!

Pozantı Belediye Başkanı Mustafa Çay bu süreçte kurulan büyük kumpasla birlikte önce gözaltına alındı, sonra tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakıldı ve belki de Türk Polisiye ve Adliye tarihinin en hızlı itirazı ve tutuklaması ile apar topar alınıp cezaevine konuldu!

8 Ay 25 gün Medreseyi Yusufiyyede çile doldurdu Mustafa Çay…

Yılmadı…

Durmadı…

Azimle masumiyetine olan inancıyla direndi ve hukuk savaşına başladı…

Eski bir emniyetçi ve terör uzmanı olarak yıllarca hizmet ettiği devletine ise asla küsmedi…

Tam 8 Ay 25 gün sonra tahliye edildi…

Yetmedi…

“BEN MASUMUM” duruşunu onur ve şerefle süsleyip bütün suçlamalardan BERAAT aldı!

Bunu 2 yıl bile sürmeden başardı!

Bu bir HUKUK ZAFERİDİR!

Yetmedi masum olmasına rağmen ve bunun mahkemelerce tesciline rağmen görevine iadesi gecikti yine küsmedi…

24 Haziran seçimlerinde sahaya indi ve CUMHUR İTTİFAKI için bütün enerjisini harcadı…

Partisine, Liderine ve davasına bir an olsun kalbini dahi soğutmadı…

Ve sonunda SEVEN SEVGİLİYE kavuştu…

Çünkü Mecnun ve Leyla aşkı gibiydi Mustafa Çay ve Pozantı…

2005 ve 2007 yılları arası Seyhan Belediyesinde mesai arkadaşlığı yaptığım Mustafa Çay’ın o günden beridir duruşunda hiçbir değişim olmadı…

Dobra konuşması…

Mert duruşu…

Ve bir göğsünde taşıdığı bir çocuğun hissiyatına sahip kalbiyle bir gönül adamıdır kendisi…

Görevden alındığında çok üzülmüştüm…

Kendisi adına üzülmemden çok Adana ve Pozantı adına üzülmüştüm…

Şimdi ise o kadar sevinçliyim ki…

Adana kendi evladını yeniden kazandı…

Pozantı’da ki ve Adana’daki ihanet ve kumpas şebekesine gelince;

Bundan sonra size edilecek tek kelime var…

“KAÇIN!”